Spor dünyasının en değerli tenisçisini göz yaşları içinde uğurladık. Sporu yaşamın tam da göbeğine yerleştirebilmiş ve aynı zamanda, tenisteki kişisel becerisi ile herkesin saygısını kazanabilmiş bir isimdi Roger Federer...
Olağanüstü kariyerini Laver Cup turnuvası ile noktalarken, onun arkasından en fazla göz yaşı döken isimlerin başında ezeli rakibi Rafael Nadal'ın olacağını kim bilebilirdi. 2004 yılında Miami Masters Turnuvası'nda ilk kez karşı karşıya geldiklerinde kimse Nadal'ın Federer'i en fazla mağlup edecek tenisçi olacağını tahmin edemezdi.
Hele, 2006 ve 2007 de finalde Nadal'a karşı kazandıktan sonra 65 maçtır çim kortta, 40 maçtır Wimbledon'da hiç kimseye kaybetmeyen Federer'in finalde Nadal'a kaybedeceğini kim bilebilirdi. İşte o Nadal, Federer'in tenise veda maçında rakibi değil partneri olarak yanında yer aldı. Federer ağladı, hepimiz ağladık. Ama kortta belkide en samimi, en içten ve en çok ağlayan isim Rafael Nadal'dı...
İşte sporun yetismiş insan kalitesine en önemli katkısı bu. Spor sadece kazanmak için yapılamaz. Federer ve Nadal, Frances Tiafoe ve Jack Sock’a karşı çiftler maçını 6/4 6/7(2) 9/11 kaybetti. Rakipleri Federer'in son maçı diye düşünerek iltimaslı davranmadı. Sahada sporun kuralları işledi. Ve skorbord Fedrrer'in veda maçında Nadal'la birlikte kaybettiğini yazdı.
Oysa onlar; bir raket ve bir top ile milyonlarca çocuğa spor sevgisini ve saygısını kazandırdılar. Evet, sporda büyük isim olmak ne kadar güzel ve değerli... Tarihe, sevgi ve saygı duyulan isim olarak geçmek herkese nasip olmuyor. Federer'in ne kadar sevgi ve saygı yarattığı, en önemli rakibinin göz yaşlarında saklıydı... Hoşçakal Ekselansları...