Ömer Üründül: "Ağır çekim film gibi hücum ediyor" | Fenerbahçe ağır çekim film gibi hücum ediyor. İleride çalım atabilecek güçte oyuncu yok, arkadaşlarına kendisini gösteren kimse yok. Ve bu 62 dakikada 2 yarım pozisyon var. Gol de Fred'in mükemmel uzak menzilli şutu ile geldi. Rakip skora denge getirdikten sonra İsmail Kartal nihayet uykudan uyandı. Haftalardır yürüyen Tadic'in dün gece yürüyecek hali bile yoktu! Nihayet sınırsız kredi tanıdığı bu yıldızını oyundan aldı. Ardından da yine üst düzey güçsüz Dzeko'yu aldı. Sonra F.Bahçe biraz hareketlendi. Tadic'in çıkmasıyla hem Ferdi önündeki duvardan kurtuldu hem de o bölge diğer oyuncular için aksiyon alanı oldu. İsmail Yüksek'in oradan yaptığı ortayla F.Bahçe tekrar öne geçti ama Kartal'ın bir hatası yok. Skor avantajına sahip deneyimli bir takım o kolay pozisyonu son dakikalarda vermemeliydi. VAR müdahalesi ile gelen penaltı doğruydu. (SABAH)
Uğur Meleke: "Koç ve Kartal’ın dar vizyonlarının bedeli" | Ben bir Türk sporsever olarak hâlâ Fenerbahçe’nin Olympiakos deplasmanında maça Fred-İsmail-Ferdi’siz başlamasına ve rövanşta Fred-İrfan-Dzeko’nun erken çıkarılmasına anlam veremiyorum mesela. Ali Koç’un Avrupa’da final oynamış başkan, İsmail Kartal’ın finalist teknik adam apoletlerini takmak varken konsantrasyonlarının Sivasspor ya da Karagümrük olmasına inanamıyorum. Zaten Fred de perşembe akşamı oyundan çıkarılırken inanamamıştı bu vizyonsuzluğa. Zico, 2008’de Devler Ligi çeyrek final ilk maçı öncesi soyunma odasına girdiğinde “kupa için beş maçımız kaldı çocuklar” demiş Fenerbahçeli sporculara. İsmail Kartal’sa Fred’e saha kenarında bir Avrupa kupası hedeflemek yerine neden onu Sivas’a saklamak istediğini anlatıyordu! Ben Fenerbahçeli futbolcuların Urfa’daki Süper Kupa’yı oynamak istediklerine, Konferans Ligi’nde de yarı finale çıkmayı hedeflediklerine eminim. Ancak Ali Koç ve İsmail Kartal’ın vizyonları Sivas’ta kazanmakla sınırlıydı belli ki. Süper Kupa’ya çıkmayayım, Olympiakos’a rotasyon yapayım derken momentum kaybetti Fenerbahçe takımı. Ve o dar vizyonun sonucudur bence sarı-lacivertlilerin şu an içinde bulunduğu durum. (HÜRRİYET)
Cem Dizdar: "Ciddi hasar aldılar" | Fenerbahçe’nin ısrar ettiği “yabancı hakem” ince eleyip sık dokuyarak hakemi penaltıya ikna etti ve şampiyonluk iddiası ciddi hasar aldı! Artık Fenerbahçe’nin yapacaklarından öte iş Galatasaray’ın yapamayacaklarına kaldı onlar açısından. (FANATİK)
Gürcan Bilgiç: "Baştan sona; panik" | Geçen sezon da benzer maçlar yaşandı. Takımın üstüne sonuç baskısı geldiğinde kontrol de kayboluyordu. Öne geçtikleri maçlarda skoru tutamayıp, puan kaybettiler. Olympiakos karşılaşmasında da benzer "panik" vardı oyuncuların üstünde. Acele ettiler, doğru karar veremediler, pas şiddetini ayarlayamadılar ve top kayıplarıyla işlerini zora soktular. Bu ruh hali Sivas'ta da devam etti. "Bir an önce gol atalım" derken, oyun planını unuttular. Doğru paslar gelmedi. Ya uzağa vurdular topu, ya da yakına. Yedikleri gol bile üç metreye pası atamayan Ferdi'nin hatasından geldi. Bu durumda ne beklenir? Tadic-Dzeko gibi "takım ağabeylerinin" kontrolü ele alıp, etrafı sakinleştirmesi gerekir. Bakıyoruz; en büyük "panik" onlarda. Doğru kararlar veremiyorlar, pozisyonları değerlendiremiyorlar. Bu iş bitti derken "basit" penaltı geldi. Maç boyunca hakem Cihan Aydın'ı parmağında oynatan Manaj, daha temas gelmeden kendini yere attığı pozisyonda VAR'ı da tuzağına düşürdü. Bu kayıp, kalan haftaların üzerine kâbus gibi çökecek, çünkü ipler artık ellerinde değil. Galatasaray'ın puan kaybetmesi, kendilerinin de yine kazanarak devam etmesi lazım. Artık bir değil, birkaç "mucize" bekleyecekler. Eğer mucizelere inanırsanız… (SABAH)
Serkan Akcan: "Büyük kayıp" | Fenerbahçe’nin Sivas deplasmanında bıraktığı 2 puan İsmail Kartal ve futbolcuları için sezonun kırılma noktası olabilir. Bitime 5 hafta kala Fenerbahçe, zirve yarışında Galatasaray’ın 4 puan gerisine düşerken rakibine karşı elinde tuttuğu genel averaj avantajını da neredeyse yitirdi. (FANATİK)
Deniz Çoban: "Penaltı yok" | Dün oynanan maçın son dakikalarında, “Yabancı VAR”ın müdahalesiyle verilen penaltı büyük oranda şampiyonluk yarışını şekillendirdi. Pozisyon benim açımdan çok net. Djiku’nun da Livakovic’in de müdahalesinde bana göre penaltı yok. Her iki temas da Manaj’ı bozacak etkide değildi. VAR müdahalesi kesinlikle hatalıydı. Pozisyonda kalecinin ayakları zeminde. İki oyuncunun da ayakları hareketli ve zeminde sadece bir temas var. Ama kaleci rakibi süpürmüyor. Manaj sağlıklı şekilde vuruşu yaptıktan sonra, dizini bükerek kendini yere bırakıyor. (FANATİK)
Fırat Aydınus: "Penaltı kararı skandal" | Kesinlikle ‘skandal’ denilen kararlar konusunda VAR’ın müdahil olması gerekirken, VAR skandal bir karara imza atarak Cihan Aydın’ı bu pozisyonda izlemeye davet etti. Eğer maçın hakemi, bunu sahada devam ettirdiği gibi penaltı olarak değerlendirse ‘hakem böyle gördü’ denilebilirdi. Ama gerek Djiku’nun gerekse Livakovic’in içinde olduğu pozisyonda VAR’ın hakemi monitöre çağırıp izletmesini gerektirecek bir pozisyon değil. Skandal bir hakem hatası değildi. Dolayısıyla Alman VAR, Türk işi VAR hakemliği yaptı ve Benjamin Brand oldu Bünyamin Brand. Djiku’nun Manaj’ın teması oyuncununu sağlıklı bir vuruş şapmasını engelliyor mu? · LİVAKOVİC’in pozisyonunda oyuncunun ayağı yerde ve kontrolsüz bir geliş yok. Manaj zaten yere doğru eğilmiş ve ikinci bir hamleyi yapma şansını engelliyor mu? · LİVAKOVİC hamlesi de onu engelleyecek bir hamle mi, değil mi? Buradaki temasların şiddetini VAR belirleyemez. Dolayısıyla bu soruların cevapları, ‘sana göre, bana göre’ olarak değiştiği için kamuoyunda, sahadaki hakemin karar vermesi gereken bir pozisyon. (HÜRRİYET)