Cem Dizdar: "İlerleme tespit edilemedi" | Maçın hemen başındaki kısa süreli yüksek tempo ve arayıştan gol çıkaramayan Fenerbahçe’nin o arzuyu ne kadar sürdüreceği merak konusuydu kuşkusuz. Ağırlıklı olarak Fred, Sebastain Szymanski oyunlarıyla Youssef En Nesyri’ye ulaşmaya çalışan Fenerbahçe’nin arayışı bu anlamda fazla da uzun sürmedi zaten. Devamında top, ağırlıklı olarak Lyon’un ayağında gezdirdiği etkisiz bir oyuncağa dönüştü. Topu alan diğer takıma vermek için yarışır görüntüdeydi. Öyle ki Fred, Szymanski ile Yusuf Akçiçek dışında mevkisinin ondan beklediği istatistiğe ulaşan oyuncu yok gibiydi ilk yarı boyunca sahada. Bu durum kaçınılmaz olarak tribündeki başlangıç coşkusunu da düşürdü… İkinci devresinde işler biraz daha sarpa sarmış göründü Fenerbahçe açısından. Topu da oyunu da gitgide kaybettiler. Bir ara çaresizce topun peşinden koşan Fenerbahçeli oyuncular izledik sahada. Çağlar Söyüncü gibi poziyonundan uzaklaşıp amaçsızca taç çizgisine kadar rakip oyuncuların peşine düşen bir stoper gördük. Neyse ki oyun o kadar savruldu ki Lyon da buna uydu! Paslarla geldikleri Fenerbahçe ceza sahası içinde anlaşılmaz acemiliklerle topları ezip durdular. Öyle ki, iki takım açısından maç boyu etkili sayılacak pozisyon sayısı bir, bilemediniz ikiydi. Rakip takımlara laf yetiştirip, haklı olarak ligin düzeyinden sarkastik bir dille şikayet eden Jose Mourinho’nun takımında ilerleme yönünde herhangi bir emare bu maçta da tespit edilemedi. Eğer bu ‘’oyunsuzluk sorunu’’nu iki stoper çözecek diye düşünülüyorsa "Onca antrenmana yazık olmadı mı?" diye sorsa birileri kendisi ne yanıt verirdi acaba? (FANATİK)
Mehmet Ali Sabuncu: "Kaledeki İrfan Can" | Maçın başında Niakhate, En-Nesyri’ye golü atırmadı! 11’de İrfan Can Kahveci, Fransız savunmasına takıldı. 26. dakikada Kumbedi vurdu, golü Djiku kurtardı. 34’te Fred vole ile kaleyi yokladı, ancak gol olmadı. 39’da Tolisso vurdu, kaleci İrfan Can Eğribayat golü çıkardı. 44’te bire bir de En-Nesyri kötü vurdu, devre golsüz bitti. 82’de Saint-Maximin ortaladı, Edin Dzeko kale dibinde kaçırınca, ıslıklandı. Maç başladığı gibi golsüz bitti. Avrupa da durum Danimarka’ya kaldı... Neyi seyretmeye gelmiş. Zaten 54. dakika itibarıyla Fenerbahçe’nin 4 oyuncusundan kaleci hariç Milli Takım’da. Neyse... Hocamıza bir tavsiye. Kaleci İrfan Can Eğribayat’ı seyret... Kurtardıklarını not et. Fenerbahçe’nin yönetimi göremedi, Livakovic ile taraftarına eziyet çektiriyor, bari sen gör... (FANATİK)
Serkan Akcan: "Mourinho'nun hayali!" | Mourinho, Lyon’a karşı Szymanski’yi sol kenarda kullanırken genç stoper Yusuf’u da üçlü savunmanın sol stoperi olarak görevlendirdi. Fenerbahçe baskılı bir maç başlangıcına imza atıp bunu Szymanski ve biraz da Fred sayesinde 30 dakika sürdürebildi. Fakat 30’dan sonra Çağlar’ın topla kötü ilişkisinin gün yüzüne çıkması, takım boyunu uzatan zaaflarıyla birleşince Lyon oyunun inisiyatifini eline geçirmiş oldu. Szymanski sol kanat beki olarak tam da Mourinho’nun hayalindeki dinamik oyuncu rolüne büründü. Ne var ki, Polonyalı oyuncu İsmail Kartal döneminde Ali Sami Yen’de oynanan Galatasaray maçında da sahaya sağ forvet olarak çıkmış, Djiku atılıp Fenerbahçe eksildikten sonra da performansını arttırmıştı. Demem o ki, Szymanski merkezde oynadığında bu kadar dinamik görünmüyor. Kenardayken rakip bekin arkasına inebiliyor, hızını kullanıyor, iç koridora yönlendiğinde oyun kurucuya dönüşebiliyor. Lyon karşısında da bir kez daha görüldü ki, Fenerbahçe için orta sahanın ilerisinde top tutma, oyunu oraya taşıdıktan sonra rakip ceza sahası civarında kalma ve rakip kaleye şut atmakla ilgili sorunu var. Saint Maximin girdikten sonra sol kenara hareket getirmiş olabilir ama bitiricilik konusu Fenerbahçe’nin Lyon’a karşı en büyük engeliydi. Tadiç kaliteli ve iyi niyetli bir oyuncu olsa da Fenerbahçe’nin yay civarında topu alıp, dönecek güçlü bir şut silahına ihtiyacı var. (FANATİK)
Faik Çetiner: "1 puan yeter mi?" | Fenerbahçe güçlü rakibine çok önemli eksiklikler ile yakalanmıştı. Mourinho elindeki malzemeden en iyi 11’i sahaya sürmüş, genç Yusuf Akçiçek’e (iyi oynadı) bu zorlu maçta mecburiyetten görev vermiş, tek santrafora (En Nesyri) dönmüştü. Transferin gözdeleri (Mikautadze, Cherki) ile donatılmış Lyon karşısında Fenerbahçe maça çok istekli başladı. İlk 10 dakika pozisyonlar buldu, faydalanamadı. İlerleyen dakikalarda Lyon topa daha çok sahip oldu ama Fenerbahçe’nin presini kıramadı. Devre golsüz bittiğinde Mourinho kulübeye müracaat etmedi. İkinci bölümde Lyon daha fazla kaleye gelmeye başladı. Savunmada kalan Fenerbahçe’de Tadiç ve En Nesyri hiç etkili olamadılar. Pozisyon bulmada sıkıntı olunca Mourinho hamlelere başladı. Önce İrfan Can’ı dışarı alıp Maximin’den medet umdu. Sonra En Nesyri’nin yerine Dzeko’yu sahaya sürdü (biraz geç kaldı) Sonrasında da yine şaşırtan hamlesini yapıp Tadic’in yerine Cengiz Ünder’e şans verdi. Değişiklikler pek işe yaramadı, Lyon pozisyonlar buldu, becerili değildi maçta başladığı gibi bitti. Maçtan önce Mourinho son 2 maçta 2 puan bize yeter demişti. Puanın teki geldi. Haftaya Midtjylland deplasmanı var. Bakalım oradan en kötü ihtimalle alınacak bir puan Fenerbahçe’ye yetecek mi? Ne dersiniz? Kazanıp işi garantiye almak daha keyifli olmaz mı? (FANATİK)
Ömer Üründül: "60'tan sonra nefesi yetmedi" | Fenerbahçe iki puan kaybedince playoff şansını son maça bıraktı. İlk yarıda taraftarın da büyük desteğini arkasına alan sarı-lacivertli futbolcular hırslı ve mücadeleciydiler. İlk 10 dakikada yoğun tempo ve baskı vardı. Bu bölümde İrfan Can iki pozisyonda pas vermeyi tercih etse belki de skor avantajı yakalanabilirdi. 60. dakikaya kadar Fenerbahçe'nin nefesi yetti. Ondan sonra takım yoruldu. Son yarım saatte zaman zaman rakip kale tehdit edilse de Lyon'un atakları çok daha tehlikeliydi. Sonuçta puanlar paylaşıldı. Fenerbahçe'nin üretkenliğini engelleyen çok önemli bir faktör var. Yeri geldikçe vurguluyorum. Günümüz futbolunda hücum zenginliği için driplingte adam eksilten, sıfıra inen, devamlılığı olan kanat forvetlerine ihtiyaç var. Ne İrfan Can Kahveci ne de Tadic'in yapısı buna uygun değil. O zaman nasıl üretken olacaksın. Hazır olmayan Maximin girdi, hiç olmazsa iki kez pozisyon yarattı. Bir konuda daha Mourinho'yu anlamakta zorluk çekiyorum; zaten zor maçta Tadic bir varlık gösteremiyor. İkinci yarının ortasından sonra nefes alamaz hale gelmiş ancak 82'de çıkartıyor. Kaleci İrfan Can başarılıydı. Kendinden emindi. Stoperler iyi mücadele ettiler. Genç Yusuf istikbal vadediyor. Szymanski sol kenarda bu sezonun en faydalı oyununu oynadı. Fenerbahçe'nin soğuk havada fizik mücadeleye dayalı Midtjylland karşısında en çok ihtiyacı olacak oyuncu kim deseniz; Amrabat ve Osayi'ydi. İkisinin de cezalı duruma düşmesi ciddi bir handikap. (SABAH)
Uğur Meleke: "Tek kazanım Yusuf Akçiçek" | Dünkü maçtan Fenerbahçe’nin çıkarabileceği iki ders vardı bence:
1- Sarı lacivertlilerin transferde iki stoper alması doğru karar. Çağlar bire birde etkili ama pozisyon almada çağ dışı. Sürekli geri kaçıyor ve takım boyunu uzatıyor. Djiku yeni yıla çok ağır başladı. Genç Yusuf’sa dün en iyisiydi Fenerbahçe’nin. |
2- Mourinho yeni yılda uygulamaya başladığı 3-4-1-2 formasyonunda sanırım ısrar edecektir. Ama bu formasyon sahada Dzeko varken ve bağlantıyı sağlarken işe yarıyor. Dzeko sahada olmadığında akışkanlık kısıtlanıyor. (HÜRRİYET)
Halil Özer: "İyi savunma kötü hücum" | Hücumu iyi yapamayan Fenerbahçe bu kez savunmayı çok iyi yaptı. Hem saha hem adam markajında etkiliydi. Çok az pozisyon verdi ve o pozisyonlarda da kaleci İrfan Can başarılıydı. Rakip üstün gibi gözüktü ama tek bir net pozisyonu yoktu. Hep cılız ve cansızdı. Fenerbahçe kanatları çok iyi kullanamadı. Tadiç ve İrfan Can son derece etkisiz bir günündeydi. Ancak Fransızlar Fenerbahçe’yi iyi incelemiş. Örneğin Tadiç’e maç boyunca tek bir adım attırmadılar. Özelliklerini kullanmasına izin vermediler. 2. yarı ise Fred müthiş oynadı. Amrabat yine tutuktu. Maximin girince takımımız biraz hareketlendi. Hatta Dzeko ile net bir golü kaçırdı. Ancak şunu belirtmeliyiz ki bu maçın hakkı birer puandı. O da oldu. (MİLLİYET)
Bülent Timurlenk: "Başka formül bulmalı" | Maçtan önce "Bize iki maçta iki puan yeter" diyen Mourinho, metin altında Lyon'a kaybetmeyelim de haftaya Danimarka'da en azından 1 puan alırız fikri yatıyordu. Sakatları, Avrupa listesinde olmayanlarıyla hafta sonunda da zorlu Göztepe maçı varken kendisi açısından pragmatik bir yorum olabilir ama sonuçta 50 bin taraftar Kadıköy'e Fenerbahçe'nin galibiyetine şahit olmak için çıkıp geliyor evinden. Dzeko'nun kulübede olduğu En-Nesyri arkasında Tadicİrfan Can ikilisinin oynadığı ev sahibi ekibin ortanın solunda Szymanski ile defans üçlüsünde genç Yusuf ile maça başlamasının sıra dışı olduğu ortada. Sonuçta yarından itibaren yeni transferlerle defans üçlüsü değişecek ve ligin ardından tur geçildiğinde Avrupa listesi de yenilenecek. Fenerbahçe'nin ilk yarıda isabetli şutu yokken, Fransızlar daha fazla topa sahip olan ama üretkenlikten uzak olan taraftı. İlk yarıyı 3 hücumla tamamladıktan sonra 46-80 arasında orta sahayı da oyunu da aldılar. Tadic sahada vardı, oyunda yoktu, İrfan Can Kahveci de. Mourinho'nun takımı defans üçlüsü, Szymanski ve Fred ile oyuna tutundu ama iki isabetli şut olarak geçen iki cılız atağı da ancak 80. dakikadan sonra izletebildi taraftarına… Amrabat ve Fred kalenin çok uzağında kaldı. Mourinho yenilerle daha sağlam defans yapabilir ama Tadic'in yaratıcılığına bakan ön tarafın görüntüsü, derine gelip oyunu rahatlatan Dzeko yedek başladığında iç açıcı değil. Kapının eşiğinde olan Maximin-Cengiz gibi adamların da yolcu olduğunu düşünürken Mourinho üretkenlik adına başka bir formül üretmeli... (SABAH)
Gürcan Bilgiç: "Bıçak sırtı!" | Bir gün önce Mourinho eksik oyunculardan 10 bir kişilik bir takım saydı. Sadece sakatlıklar değil, UEFA'ya bildirilen listenin de eksikleri vardı onların arasında. Nereden bakarsanız yanlış planlamanın eseri olan, genç Yusuf'u Lyon gibi sert maçta üçlü defansın önemlisi yapan maç geldi karşımıza. İlk yarıdaki "hükmün", ikinci 45'e taşınmaması, Mourinho takımının bu seneki klasik yetersizliği aslında. Rakip baskı yaptı, pasla çıkamadılar, uzun oynadılar, onlar da kapıp topu tekrar geldiler üstlerine. Skorun beraberlikte kalması aslında iki takımın da istediği gibi. Bir kazaya uğramadan son maçta işi çözmek cepte kalsın modeli. Lyon'un planlarını İtalyan VAR hakemleri bozabilirdi. 31'de Kumbedi'nin sarı kartı için incelemeye bile gitmeyenler, 45'teNiakhate'ye çıkan kırmızı için hakemi çağırdılar. Roma'da İtalyan hakemlerden şikayetçi olan Mourinho'nun kabusu Kadıköy'de de peşini bırakmamıştı anlaşılan. Hamle şayısı da kısıtlıydı, Maximen ile bir nefes vermek istedi takıma. O kadar baskı yediler ki, ön taraf etkisiz eleman haline gelmişti. Sonrasında Dzeko ile birlikte Lyon'u yine geriye itip, maçı "gol arayışları" kısmına taşıdılar. İlk yarının müthiş tribünleri de takım gibi ikinci 45'te sessizdi. Onlar da umudun peşine heyecan taşıyarak kıpırdandılar. Defansif dikkat ve İrfan Can Eğribayat'ın kurtarışları Fenerbahçe'yi iddianın içinde tuttu. Mevcut şartlara, Lyon'un gücüne baktığımızda bir puan "iyidir" kısmında kaldık. Fred'in ayakta tuttuğu orta saha ile direndiler. (SABAH)