Ekstra emek ve Ghezzal | Beşiktaş’ın bu sezon 50 golünde katkısı olan Aboubakar, Larin ve Atiba üçlüsü yoktu, bu üçlü sadece gol ve asist yapmıyor, takımın gol atması için de adeta takımı sırtlarında taşıyorlardı. Onların yokluğunda 11’de yer alanlar hangi mevkiide görev alırlarsa alsınlar ekstra katkı yapmalıydılar ki Beşiktaş kazansın, bunu da başardılar. N'Koudou iki gol attı, Vida adeta kafasını taşın altına sokarak savaştı, Necip hem kaptanlık hem de Josef'e taktiksel kopilotluk yaptı. (Ali ECE - Fanatik)
Büyük fark kaçtı | Eğer Galatasaray'a karşı geçen haftaki Trabzonspor örneğinde olduğu gibi, temaslı takım presi yapamazsanız oyunu teslim edersiniz. Antalya-spor'un alışılmış iyi yerleşimli bir alan daraltan kurgusu var. Ama bunu çok geride kuruyorlar. Bu da tam Galatasaray'ın istediği ortamdı. Çabuk paslarla oyunu ilk 45 dakika tamamen karşı alana yıktılar. O kadar yoğun bir baskıydı ki Donk ve Marcao dahi bu ataklara katılıyordu. Beklenenin de üzerinde çok sayıda pozisyon üretildi. Birinde Emre arka direkte boş kale yerine kafayı auta vurdu. Diğerlerini ise Boffin kurtardı. İkinci devre Galatasaray'ın baskısı arttı. Çünkü rakip ileriye çıkamayıp sahayı genişletemeyince Galatasaray'da yorgunluk belirtileri olmadı. Her atak gol kokuyordu. Podolski'nin de kırmızı kartından sonra Fatih Terim yerinde bir hamle ile Mohamed ve Arda'yı oyuna aldı. (Ömer ÜRÜNDÜL - Sabah)
Beşiktaş, 7 önemli eksiğe rağmen kıpır kıpırdı | Kayserispor karşısında sahaya 7 eksikle çıkan Beşiktaş, son derece istekli, hareketli ve dinamik bir görüntü ortaya koydu. Başlama düdüğünden itibaren kazanma kararlılığını sahaya yansıtan siyah beyazlılarda forvet bölgesinde rakip kaleye en yakın hangi ismin oynayacağı merak konusuydu. Sergen Yalçın, tercihini Gökhan Töre’den yana kullanırken bu tercihin dün için en doğru seçim olduğu ortadaydı. Gökhan belki gol atamadı ama top tuttu, arkadaşlarına servis yaptı, hareketli oyunuyla Kayseri savunmasının dengesini bozdu. Dün N’Koudou, Ghezzal ve Ljajic skora yönelik önemli katkı sağlasa da Gökhan Töre oynadığı futbol ve çalışkanlığıyla başarılıydı. (Güntekin ONAY - Spor Arena)
Adalet yerini buldu | TFF, Allah‘ın saati bitmiş gibi getirip iki maçı aynı saate koyunca, bir gözümüzle Beşiktaş‘ı, diğer gözümüzle Galatasaray‘ı izledik. Galatasaray maçında görevliyim, yazı yazacağım... Ama Beşiktaş maçının ilk 15 dakikasında üç gol birden gelince, gözlerimi "faltaşı" gibi açtım; bir o maça, bir bu maça bakıyorum. Ancak Antalya’da tek gözün bile rahatça göreceği, hissedeceği bir Galatasaray izledik. Galatasaray maç başlar başlamaz, Antalya yarı alanında kamp kurdu. Öyle ki; Galatasaray bu sezon kaybettiği topu, en çabuk geri aldığı maçı oynadı. Antalyalı oyuncuların ayağında top beş saniye bile duramadı. Aslında maç, Antalya-Galatasaray maçı değildi, özellikle ilk yarıda kaleci Boffin'e karşı Galatasaray vardı. (Şansal BÜYÜKA - Skorer)
Lige kıymet katıyor | Ligin sonu yaklaşırken bahaneye yer yoktur. Hayıflanmak yerine eldekilerle en iyisini yapmaya çalışmak temel ödevdir. Beşiktaş, şimdiye dek eksik oyuncu sorunlarını saha içindeki yer değiştirmelerle çözmeye çalıştıysa da pek başarılı olamadı. Ancak bu kez taşlar eski yerindeydi. Yeniler ise olmayanların yerinde! İlk devre boyunca hücum örgütlenmeleri gayet iyiydi. Lakin sorun öndeki Gökhan Töre’ye uygun olmayan atak yönündeydi. Sol kanat! Gerçi, ikinci golü oradan buldular ama Töre’nin solundan taşınan toplar sol ayaklı oyuncuyu pozisyon almakta hayli zorladı. (Cem DİZDAR - Fanatik)
Karantinadan Mohamed çıkardı | Futbolun hileli bir tarafı var. Bazı takımlar rakiplerine ters gelirler bu sezon. Ankaragücü'nün G.Saray'a ters geldiği ya da Antalya gibi. Galatasaray'da sol bekte Saracchi ve ortada Taylan bekleniyordu ama Ömer ve Etebo'lu takım çıktı sahaya. Bu aslında G.Saray adına sezon problemi. Sakatlıktan döndükten sonra Muslera ve Marcao dışında bu takımda düzenli forma giyebilen bir isim yok. Elbette bunda sakatlıklar ve Kovid-19'un da payı var. Antalya Hakan ve Nuri olmayınca çok genç bir orta saha ile sahaya çıkıp erken bir sakatlık değişikliği ile mahkum oynaması beklenen oyunu yine Boffin'in ellerinin maharetine bıraktı. Belçikalı kaleci, İstanbul'da golsüz berabere biten maçta 6 kurtarış yapmıştı. Dün de 8 kurtarış ile G.Saray'ın 77 dakika boyunca tabelanın değişmesine engel oldu. (Bülent TİMURLENK - Sabah)
Sergen hocanın inancı yeter mi? | Maçtan önce Sergen Yalçın, beIN mikrofonlarına tam bir büyük takım hocası gibi konuştu. Büyük takım hocalığı bir huy meselesidir ve Sergen Yalçın da bu özellik var. "Eksik kaldık diye ağlayacak değiliz" dedi; "Şampiyon olacağız" dedi; ama en önemlisi, "Mühim olan eksiklerin yerine sahaya çıkan arkadaşların performansı" dedi. Maç başlamadan Beşiktaş penaltı kazandı. Penaltı doğrudan Cüneyt Çakır'ın uydurmasıydı. Hadi Çakır daha maça konsantre olamamıştı diyelim VAR'daki Alper Ulusoy ne iş yapardı? Doğru ya, 'Cüneyt abi'yi VAR'a çağıramıyorlardı! (Serdar Ali ÇELİKLER - HaberTürk)
Galatasaray çok istedi | Bazı maçlar vardır takım olarak çok iyi oynarsın. İyi mücadele edersin. Rakibine 80 dakika pres yaparsın. 13-14 de gol pozisyonuna girersin. Galatasaray dün gece Antalyaspor karşısında işte böyle bir maç oynadı. İki topu direkten döndü. Halil’in, Emre Kılınç’ın, Fernandes’in kaçırdıkları öyle goller var ki, hani derler ya ‘topun canı vardır, istemezse kaleye girmez’... Hakikaten sonradan oyuna giren Mustafa Muhammed’in o mucize vuruşu da gol olmasa, maç az kalsın berabere bitecekti. (Osman ŞENHER - Skorer)