Turgay Demirel, TBF'nin sosyal medya hesaplarında yer alan basın açıklamasına ilişkin yaptığı açıklamada, şahsını karalamak amacıyla iftira ve itibarsızlaştırma gayretlerinin devam ettiğini belirterek A Milli Takım maçlarının oynandığı günlerde kurgulanmış bir sosyal medya operasyonu için harekete geçildiğini öne sürdü.
Söz konusu dönemde Ümit Milli Erkek Basketbol Takımı'nın önde gelen üniversite takımlarıyla oynayarak tecrübe kazanması amacıyla 9-19 Kasım 1994 tarihlerinde ABD’de farklı şehirlerde katılacağı bir program yaptıklarını kaydeden Turgay Demirel, öncesinde 16 kişilik ekip kafilesinin bakanlık onayı aldığını ve evrakların ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğuna iletildiğini ifade etti.
Başkonsolosluktan vize evraklarıyla ilgili bir sorunun tespit edildiği ve Giresun doğumlu 5 kişinin daha kafilede gözüktüğü bilgisini A Milli Takım'ın İsrail maçı için gittikleri Tel Aviv’de öğrendiğini aktaran Turgay Demirel, bu kişilerle ilgilerinin olmadığını ve kafilenin 16 kişiden oluştuğunu belirttiklerini kaydetti.
Durumla ilgili acil soruşturma yapmak üzere GSGM Teftiş Kurulu müfettişlerinin görevlendirilmesinin talep edildiğini aktaran Turgay Demirel, başkonsolosluk görevlilerinin bu durumda 16 kişilik bakanlık onaylı liste için de vize veremeyeceklerini kendilerini ilettiğini buna karşın 16 kişilik Ümit Milli Takım kafilesinin vize işlemlerinin tamamlanarak bir gün gecikmeli de olsa yola çıkmasının sağlandığını belirtti.
Olayın tüm boyutlarıyla incelendiğini ve yapılan sorgulamalar sonucunda ABD vizesi almak amacıyla hepsi Giresun doğumlu 5 ismi 16 kişilik listenin üzerine ilave eden sorumluların ortaya çıktığını belirten Turgay Demirel, "Bu ağır suçu bilerek ve planlayarak yapanların TBF ile ilişkisine son verilmiş ve haklarında 'Gerçeğe aykırı belge düzenlemek suretiyle vize talebinde bulunmak' fiiliyle suç duyurusunda bulunulan bu kişiler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Şubesi tarafından gözaltına alınmış, Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edilerek haklarında yasalar doğrultusunda dava açılmış ve yargılanmışlardır." değerlendirmesinde bulundu.
1994'te gerçekleşen ve 1995'te TBF açısından kapanan bu dosya ile ilgili olarak aradan geçen 26 yıl boyunca isminin bir kez dahi bu olayla ilişkilendirilmediğini ve gündeme gelmediğini vurgulayan Turgay Demirel, TBF'nin söz konusu basın açıklamasında yer alan "insan kaçakçılığı suçu", "soruşturma başlatıldı", "Cumhuriyet savcıları ile kamu makamlarını göreve davet ediyoruz", "federasyonumuzun böyle ağır bir olay ile anılması" şeklindeki ifadelerin yanında isminin pek çok kere kötü niyetle kullanıldığını ve şahsını karalama ve itibarsızlaştırma gayretlerinin yeni bir boyuta taşındığını ileri sürdü.
TBF başkanlığı dönemine ilişkin tüm evrakların, bilgisayar yazışma kayıtlarının tek tek incelendiğini, dosya oluşturmak amacıyla başlatılan bu sürecin sonucunda suçlayacak hiçbir şey olmadığı görüldüğünde başkanlık dönemiyle ilgili birçok yalan söylendiğini ve iftira atıldığını savunan Turgay Demirel, şu ifadeleri kullandı:
"İlk defa Turgay Demirel hakkında suçlama yapacak bir şey bulduk diye ortaya çıktılar. Varsın olayın Turgay Demirel ile uzaktan yakından ilişkisi olmasın; varsın olayın sorumluları yargılanmış ve dosyalar kapatılmış olsun. Ayrıca madem 'İnsan Kaçakçılığı' gibi bir iftira atarak kampanya başlatacak,
suç duyurusunda bulunacaktınız da neden zamanlamasını bu kadar yanlış yaptınız? Neden bu dahiyane
fikir aklınıza 20 ay önce gelmedi de şimdi geldi? Ne acı! Bütün bu mesnetsiz haberleri bilinçli olarak üreten, göreve geldiği günden bu yana kötü niyetle ve kasten hareket ederek şahsıma karşı bitmek tükenmek bilmeyen iftiraları, hasette dayalı hadsiz söylemleri sürdüren ve son olarak kurguladıkları senaryo çerçevesinde 26 yıl önce kapanmış bir dosya üzerinden 'Örgüte? Bilerek ve isteyerek yardım (TCK mad 220/7), Görevi Kötüye kullanma (TCK mad. 257), Resmi Evrakta Sahtecilik (TCK mad.204) ve Göçmen Kaçakçılığı (TCK mad.79)' suç duyurusunda bulunduklarını sosyal medyada açıklayan kişiler ve kurumlarla ilgili tüm cezai ve hukuki şikayet ve dava haklarımı kullanacağımı; bu hareketlerinin yasalar çerçevesinde yaptırımsız kalmaması için gereken tüm girişimlerde bulunacağımı kamuoyu ile paylaşmak isterim."